Zor bir yıl geçirdik... Dünya olarak, ülke olarak. Ekonomik, politik ve kültürel anlamda zor bir yıl. Geçici bir zorluk olduğunu da pek zannetmiyorum. Daha zor yıllar bizi bekliyor gibi. Elden ne gelir bilinmez. Gönül ister her şey daha iyiye gitsin. Materyalist medeniyetin sonuna yaklaşıyoruz. Biran evvel sonu gelse de yeni medeniyetlerin kapısını çalsak...
Küstahlık... Özür dilemeyen insana küstah denirmiş. Yaptığı hatanın farkında olup özür dilemeyen. Özür dilemenin bir erdemlik olduğuna vakıf olamamış, aksine eziklik olarak gören ne kadar çok insan var etrafımızda...
Futbolsuz hafta sonları başladı... Yine o boşlukta hissi... Çok kaptırıyoruz kendimizi bu işe herhalde... Bazıları gibi transfer işleri ile de pek alakam yok... Sayılı gün çabuk geçer... Yeter ki sonu şampiyonlukla bitsin... Amin...
Yargıcı mağazalarının sahibi Emir Yargıcı. Bugün bir gazetede röportajı yayımlandı. Bir anda takdir ettiğim adamlar listesine giriverdi şu cümleleri ile : (Gazeteci eski ve bilinen bir marka olarak niye daha fazla büyümüyorsunuz diye soruyor) Niçin büyüyeyim? Yediğiniz yemekle doyup, yan masanızdaki tabağa bakmazsanız, kazandığınız yeter. Parasızlık mutsuzluktur, ama biliyorum ki çok para da mutsuzluktur. Boyumuz büyük olmasın, yaptığımız iş iyi olsun. Büyürsek ayarımız kaçar diye düşünüyorum.
Gothe : İki cinsten herbiri ötekinden kendi başardığı şeyi ister ve ancak şöyle memnun olur:"erkek,kadın onun sözünü dinlerse;kadınsa,erkek ona yardım eder,hizmet eder,dikkat eder,kibar olursa.böylece aşkta rolleri degiştirirler,erkek hakim olmak için hizmet eder;kadın hakim olmak için söz dinler.
Yiğit kime denir? Öfkesine ve şehvetine hakim olan kişiye denirmiş. Var mı etrafınızda yiğit insan?
Mozart'tan A Little Night Music ve kahve eşliğinde kitap okumak... Pazar günü hava kapalıysa, pencere önünde yapılası en güzel aktivite...