13 Aralık 2009 Pazar

Düğünler...


Günümüz düğünlerini sevemedim... Çok zorladım kendimi. İnsanların bu mutlu anlarında yanlarında olmak güzeldir dedim. Bak herkes ne güzel eğleniyor, herkes mutlu sen de onlardan biri ol dedim. Olmadı... Olmuyor...

Anormallik bende olduğu kesin. Geçici bir süreç olsa yanlış yoldasınız derdim. Ömrümün sonuna kadar gitmek zorunda olduğum bu seremonilerin bilincinde kendimi telkin etmekteyim ki sıkıntılarımı azaltayım.

Tabii ki evlenen insanları kutlamak icab eder.Bunun için de bir törene ihtiyaç vardır.Toplumların bazı gelenek ve görenekleri vardır. Bu gelenek ve göreneklere bağlı olarak, cenaze ve düğünlerde uygulanan ritüeller vardır. Bunların hepsi olmalıdır. Zamana uydurulmaya çalışılan ancak çoğu zaman becerilemeyen bu ritüeller bana göre insanları komik duruma düşürmektedir. Bunun ayarını çok iyi yapanlar da vardır ancak azınlıktadırlar.

Düğünlerde gördüğümüz bazı tespitleri şöyle yazalım :

Zengin düğünlerinde gösteriş ve müsriflik had safhadadır. Hesabını inşallah verebiliriz.

Paramız var mesajının iki kişinin evlenmesi sırasında verilmesi bana her zaman komik gelir.

Evlenenlerin anne-babalarının iş ve kariyer hesapları; buna bağlı olarak davetlilerin belirlenmesi ile düğünün güzel büyüsü kirletilmektedir.

Bayanlar güzel giyinmek arzusu içindedirler ancak çoğu zaman rüküş olmaktadırlar. Erkeklerin böyle bir çekinceleri olmadıkları için rahattırlar ve her zaman giydikleri bir takım elbise ile durumu idare ederler.

Ergenlik çağındaki erkek ve kızlar düğünlerde ne giyseler yakışmaz. Yaşamımızın bu komik dönemi en çok bu günlerde bizi zorlar.

Evlenmek isteyen ve bir türlü kısmet olmamış kızların kendilerini gösterme yerleridir. Belki bir beğenen olur motivasyonu ile gelirler düğüne...

Oğlu evlenmemiş annelerin yeridir. Gözleri etraftaki kızlardadır. Hayırlı bir kısmet bulmak için bundan iyi yer yoktur.

Genelde kötü müzik çalınır. Müziksever ve düğüne konsantre olamayanların (benim gibilerin) kulakları tırmalanır ancak 'sen çal, yeter ki gürültü olsun biz bir şekilde eğleniriz' edasında tepinen insanlarla doludur düğün pistleri.

Düğünde alkol varsa, düğünün ilerleyen saatlerinde bazı alkol almayı beceremeyen arkadaşlar, sonradan pişman olabilecekleri hareketleri yapma olasılıkları çok fazladır. Bu insanlar yaşları ve toplum içindeki saygınlıkları ne olursa olsun bir anda gecenin şaklabanı pozisyonuna düşerler.

Bir yakının düğünüyse ve piste çıkıp oynamazsan olay olabilir. Düğünümde oynamadı çok üzüldüm cümlesini çok duymuşuzdur.

Düğünlerin çaresiz insanları yaşlılardır. Kimi gürültüden kaçmak ister kaçamaz. Kimi oynamak ister oynayamaz.

Maket pasta kesmek... Kılıç kınından çekilir. Gelin damat, bir çizgi üzerinde kılıcı aşağı doğru indirir. Komedi... Başka bir şey değil...


Bu maddeleri daha da çoğaltabiliriz. En iyisi fazla kurcalamayalım da sizin de aklınızı çelmeyelim.

Haydi eller havaya!!!



3 yorum:

  1. :)))) evlenmeeeee...
    wallahi dediklerinin hepsine katılıyorum..

    YanıtlaSil
  2. Çözüm evlenmemek değil ki :) Günümüzün şartlarına komik kaçan ritüelleri bertaraf edip, adabınca güzelce evlenmek.

    Bence siz başarılıydınız mesela...

    YanıtlaSil
  3. :) aile akrabalar esikiyi sürdürmek ister.Pastayı kes, dans et,boyunda renkli kurdela sırayı bekle..

    Bende Burak'ta istemedik o hiç birşey analamayacağımız tantanayı. En yakın arkadaşlarımla nikah sonrası mini kutlama daha güzel oldu da ben o pastamdan yiyemedim yaaaa.. bir lokma kuzenimin tabağından aldım bir dilim istiyorum derken pasta yok olmuştu :(

    YanıtlaSil