Çok çok önemli ticari ya da hayati birşey olmadıkça Denizli sınırları içine girmek istemem. 2006 mayısında yaşadığımız travma sonunda verdiğim kararlardan biri de buydu. Hayatımda bazı şeyleri değiştirmemin gerektiğine inandığım gün. O yüzden Denzlispor maçlarının biran önce kazasız belasız bitmesini isterim.
Maç ne olur diye fikir yürütmek için ne analizi dinlerim ya da okurum ne de kafa yorarım. Ama sabah gazetede Denizlispor'un olası kadrosuna baktım. İki tane Türkiye'ye yeni gelen stoperle başlayacaklarmış. Dedim işlem tamam. Sırf bu ikisi bile bizim üç puan almamıza yeter...
53. saniyede gelen gol bir bakıma iyi bir bakıma kötü. Bizler rahat bir maç seyrediyoruz ama takım da hemen gevşer korkusu var. Pek öyle olmasa da son vuruşlardaki biraz ciddiyetsizlik, biraz da kalecinin güzel kurtarışlarıyla devreyi bu skorla kapatıyoruz.
59. dakikada yaşanan elektrik kesintisi sayesinde ilk defa ertesi güne sarkan bir maç seyrettik. Futbolculurda da ister istemez konsantre eksikliği yaşandı ve bunu sadece bizim okçu değerlendirebildi. 21.45te başlayan maç yarım saat duraklama sonunda 00.15 gibi biti.
Daum'un maçtan sonra ''iyi ki fark olmadı yoksa önümüzdeki maçlardaki beklenti fazla olurdu'' yaklaşımı çok akıllıca...
Gökhan Gönül ve Emre'nin formanın yakası rahatsız ettiği için kestiklerini tahmin ediyorum (Emre kolları da kesmiş) Evet belki rahatsız diyor olabilir ama kimse Fenerbahçe formasını kesme hakkını size vermez. Çok iyi futbolcular olabilirsiniz ama bana başka bir ülkede bir futbolcu gösterin ki formasının bir yerini kessin... Bu adeti geçen sene Uğur Boral başlattı. Formaya yapılan bu hakereti önlemek için yöneticilerin biran önce müdehale etmesi gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder