28 Kasım 2009 Cumartesi

Bayram Notları


Her bayram öncesi gece bir türlü uyuyamam. Pek de uyuma meraklısı da olmam. Anlyamadığım bir heyecan oluyor içimde. Hadi sabah olsun da bayram gelsin gibi...

Namaza gidilir genelde kuzen, baba ve enişte ile... İlk onlarla bayramlaşılır. Bir bayrama daha beraber huzur ve sağlık içinde girmenin şükrü içinde eller öpülür...

Teyzede, büyük aile kahvaltısına geçilir. Masada ne mi var? Herşey var işte... Mükellef bir kahvaltı yapılır. Tabi ailenin en büyüğü anneanne masanın en başında... Kalabalık ve sürekli bağırarak konuşan İtalyan aileleri gibiyizdir... Tam bu sırada Selen arar İtalya'dan masadaki tek eksik olarak...

Erkekler fazla vakit kaybetmeden kurban alanına gider ve kesim işlemlerine başlanır. Senelerdir oturmuş ekipte herkesin görevi bellidir. Makine gibi şaşmadan hekes işini yapar ve iki saat içinde yedi koyun torbalara doldurulur.

Sıra evin hanımlarındadır. Daha soğumamış etten yapılan kavurmanın lezzeti başka hangi yemekte var acaba?

Yemek sonrası anneanneye gidilir ve ikinci kez aile toplanır.

Sonraki günlerde sizin keyfinize kalmıştır. Gelenler gidenler mesajlar telefonlar...

Hatırlamak, hatırlanmak okşar gururları...

Yaşlıları ziyarette gözlerindeki sönmekte olan ışıltıların yeniden hayata geçtiği görülür ve bir gün biz de böyle olacağımız akla gelir. Acaba bizi ziyarete gelen olacak mı? Gelen olsa da zorla mı gelecekler yoksa koşa koşa mı gelecekler?

Mümkün olduğunca bayramda buralarda kalmak lazım. Eğer bu ziyaretlerden bu telefonlardan sonra karşındakinin memnuniyetinden zevk almıyorsan sende sorun vardır ona göre...

Bayramda tatile gitmek mi? Yapıyoruz bazen öyle eşeklikler ama hiçbirisinin dönüşünde iyi ki gitmişim diyemediğim gibi gitmiş olmanın pişmanlığını yaşıyorum....

Acaba kaç bayram daha yaşayacağız şu dünyada? Kaçı analı babalı kaçı anasız babasız? Kaçı sağlıklı ve özgür? Kaçı hasta ve esaret içinde?

İyi bayramlar efendim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder