18 Ekim 2009 Pazar

Pazar Notları


Bazı mekanlarda bulunduğumuz sıralarda sanki kendimizi evimizde gibi hissediyoruz. Oradaki diğer kişiler, o sırada yaşanan herhangi bir olumsuzluk sizin bu duygularınızı pek etkilemiyor. Saatlerce sıkılmadan zaman geçirebiliyoruz... Herkesin böyle mekanları vardır herhalde... Kimimiz için bir çay bahçesi kimimiz için stadyum kimimiz için bir meyhane kimimiz için bir türbe...

Avrasya Maratonu sayesinde senede bir gün sahil yolu beş saatliğine de olsa sessizliğe bürünüyor. Yol uğultusu o kadar içimize işlemiş ki bu sessizlik neredeyse rahatsız edecek. Uzaktan gelen teknelerin tatlı motor sesleri sayesinde deniz kenarında yaşadığımızın farkına varıyoruz...

Televizyondaki futbol tartışma programlarını sesi kısık izlemeyi denediniz mi? Genelde dört adam ve dördü de kravatlı, takım elbiseli. Dıştan bakıldığında gayet ciddiler. Eskilerin tabiriyle kelli felli adamlar. Bu kişilerin ne konuştuklarını bilmeseniz ya çok önemli bir memleket meselesini konuştuklarını ya da ilmi bir konu hakkında derin bir tartışma içinde olduklarını zannedersiniz. Kimseye bir fayda sağlamayan programlar daha ne kadar sürecek?

Altın Portakal film festivali ödül töreni... Geçtiğimiz senelerde organizasyon açısından atılım yapan festivalin finali çok sönüktü. Sanırım yeni belediyenin vizyonu ile alakalı bir şey...






3 yorum:

  1. sen sakin bir pazarı tercih ettin..
    nefis peynirli böreği, miiiissss gibi vanilya kokan kakolu ve cevizli cookie'leri kaçırdın.

    Hııııhhhh...

    Halbuki ben sana elmalı,tarçınlı,ayvalı enfes bir ıhlamur demlerdim..

    YanıtlaSil
  2. Ne sakini Pınar'cım yaa.. Yine çalıştım pazar günü... Maça anca eve gelebildim... Ama sözüm söz gelicem en kısa zamanda :) Çok teşekkürler :)

    YanıtlaSil